top of page
  • Instagram

Devretatil Sözleşmesi Nedir?

  • Yazarın fotoğrafı: ülfet özçelik
    ülfet özçelik
  • 5 Haz
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Haz

Devre tatil sözleşmesi hem 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 50/1.maddesinde hem de Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 4.maddesinde tanımlanmıştır. En az bir yıl süreyle ve birden fazla dönemde konaklama hizmeti sunan sözleşmelere devre tatil sözleşmeleri denir.

ree

Devretatil anlaşmalarının esasında, anlaşma süresince yararlanılan konaklama ve tatil hizmetleri karşılığında tüketici müşteri tarafından ödenen belirli bir bedel bulunur. Dolayısıyla, devre tatil anlaşmaları her iki tarafa da borç yükleyen ve karşılıklı rıza beyanları ile kurulan bir anlaşmadır. Bu sözleşmeler, tüketici işlemi niteliğindedir. Yani, devre tatil sözleşmeleri, bir tarafın tüketici diğer tarafın ise hizmet sağlayıcısı olduğu bir yapıyı oluşturur. Aksi halde, yani devre tatil sözleşmesi iki tüketici veya iki sağlayıcı arasında imzalanmış ise, bu sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olduğunun kabulü mümkün olmayacaktır. Kanuna göre, iş veya meslek amacı gütmeyen bireysel ya da kurumsal bireylerin, tüketici olarak tanımlanmaktadır.

Devre Tatil ve Uzun Süreli Hizmet Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 6/2.maddesinde göre, imzalanacak olan devre tatil sözleşmesinin en az 12 punto büyüklüğünde, anlaşılabilir, okunabilir ve sade bir dil ile yazılmış olması gerekmektedir. Bu sözleşmeler 1 yıldan daha uzun süreyi kapsamalı ve birden çok dönem boyunca bir veya daha fazla gece konaklama imkanı sağlamalıdır.


Devretatil Sözleşmesi İmzalanırken Dikkat Edilecek Hususlar

Devretatil sözleşmeleri tüketici işlemi niteliği taşıdığından, öncelikle bu sözleşmeyi, bir tüketici olarak, tatil hizmetinden faydalanmak amacı ile imzalamış olmanız gerekmektedir. Kimi zaman uygulamada, tatil yapma düşüncesi olmayan müşteriyi, devretatil sözleşmesi imzalamaya ikna etmek amacıyla, satın alınan yer bir yatırım aracı olarak lanse edilebiliyor. Ancak, kar elde etme amacı ile hareket edilmesi halinde artık bu sözleşme kapsamında müşteri, tüketici sıfatını taşımayacaktır. Aksi halde, sözleşmeden doğan olası bir uyuşmazlık için açılan davada mahkeme müşterinin, devre tatil sözleşmesinin amacına uygun olarak hareket etmediği kabulüne vararak, taraf sıfatını tüketici olarak kabul etmeyecektir. Zira, kanun ile düzenlen iş bu sözleşmenin yapılmasındaki temel amaç, hizmet sağlayıcısı olan şirkete karşı daha zayıf konumda olan tüketicinin haklarını korumaktır. Devre tatil sözleşmesi, tüketicinin birden fazla dönemde tatil hizmetinden yararlanabileceği biçimde hazırlanmış olmalıdır. İmzalanacak olan sözleşmede tatil hakkının kullanılabileceği dönemlerin mutlaka belirtilmiş olması gerekmektedir.

Yargıtay, devre tatil sözleşmelerini, deneyim ve inceleme koşullu sözleşmeler olarak kabul ettiğinden, sözleşmenin imzalandığı esnada henüz teslim edilmemiş veya inşaat halinde olan bir tesis (taşınmaz) söz konusu ise, deneyim ve inceleme koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. Dolayısıyla, sözleşmenin imzalandığı esnada ilgili tesisin tatil ve konaklama hizmetinin gerektirdiği biçimde kullanıma hazır halde bulundurulması gerekmektedir. Dava dosyalarında sıkça karşılaştığımız bir olgu olması nedeniyle, sözleşmenin yapıldığı esnada taşınmazın inşaat halinde olduğunun ispatı noktasında profesyonel hukuki destek alarak hareket etmenizi öneririz.

Devre tatil sözleşmesi imzalanırken dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus, ön bilgilendirme formunun tüketici tarafa sunulup sunulmadığıdır. Şayet müşteri, anlaşmadan 1 tam gün önce yazılı veya kalıcı veri saklama aracı ile sözleşme içeriği hakkında bilgilendirilmemişse, ön bilgilendirme formu sunulmamış veya yasada öngörülen usule uygun biçimde hazırlanmamıştır. Dolayısıyla, imzalanan devre tatil sözleşmesi şekil şartlarını taşımıyor demektir

Sözleşmenin bir diğer geçerlilik koşullarından olan, tüketici tarafından sözleşme tarihinin el yazısı yazılıp, imzalanmasıdır. Bu husus hizmet sağlayıcısının sorumluluğundadır. Kimi zaman, devre tatil hizmet sağlayıcıları tüketiciden, sözleşmeyi anlaşma günü değil eski tarihli imzalanmasını isteyebiliyor. Bunun sebebi, tüketicinin hiçbir gerekçe göstermeksizin 14 gün içinde yasadan kaynaklanan sözleşmeden cayma hakkının kullanımını engellemektir. Eğer, anlaşma gününden (örneğin, 01.02.2025) evvel bir tarihte hazırlanmış bir sözleşmeyi (örneğin, 15.01.2025) eski tarihte uygulanan bir indirimden yararlanabileceğiniz vaadiyle imzalanmanız istenmişse, cayma hakkınızı kullanmanız engellenmek istenmiştir. Böylesi bir durumda, her ne kadar siz tüketici olarak ilk kez böyle bir anlaşma imzalayacak olsanız da karşı tarafın bir şirket olduğunu ve devre tatil hizmet sağlayıcısı olarak bu sözleşmeyi aldığı hukuki danışmanlık üzerine hazırladığı, saldırgan satış yöntemleri ile tüketiciyi koruyan kanun hükümlerini dolandığını bilmeniz gerekmektedir. Şayet, böyle bir durum ile karşılaştıysanız alanında uzman bir avukattan hukuki danışmanlık almanız gerekebilir.

Son olarak, devremülk haklarına ilişkin anlaşmalar hariç olmak üzere cayma süresi sona ermeden, satıcı veya hizmet sağlayıcısı tüketiciden herhangi bir ödeme talep edemeyeceği gibi tüketiciyi borçlandıracak belgeleri de sunma hakkına sahip değildir. Ayrıca, hizmet sağlayıcısının devre tatil sistemini tanıtım amacıyla düzenlenen etkinliklerde sunulan hizmetler için -yemek, ikram, hediyeler- tüketiciden ücret talep edemez. Sözleşmede bu yönde maddeler olup olmadığına dikkat edilmeli ve bu yöndeki şifai taleplerin hukuki bir dayanağının olmadığı bilinmelidir.


Tüketicinin Devretatil ve

Devre Mülk Sözleşmelerinden Dönme ve Cayma Hakkı

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 50.maddesinde ve Yönetmeliğin 14.maddesinde ön ödemeli devre tatil sözleşmelerinde sözleşmeyi gerekçesiz biçimde sonlandırma hakkı, yani dönme hakkı verilmiştir. Bu halde şayet satıcı tüm yükümlülüklerini eksiksiz biçimde yerine getirmişse, satıcı sözleşme bedeli üzerinden tazminat talep edebilecektir. Ön ödemeli olmayan devre tatil sözleşmelerinde cayma hakkından bahsedilmektedir. Bu süre 14 gün ile sınırlı iken, ön ödemeli devre tatil sözleşmelerinde bu süre uygulanmaz. Dönme hakkı ilgili taşınmazın tüketiciye devir ya da teslim tarihine kadar kullanılabilir.

Ön ödemeli devre tatil sözleşmesinde tüketicinin hakkı henüz tamamlanmayan bir projeye dayandığından, projenin sonradan değiştirilmesi durumunda bu değişikliğin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı ile bildirilmesi gerekmektedir. Bildirimin yapılması demek tüketicinin proje değişikliğini kabul etmek zorunda olduğu anlamına gelmemektedir. Tüketici 1 ay içinde herhangi bir bedel ödemeden sözleşmeden çıkabilir yani, tüketici proje değişikliğini kabul etmeyerek sönme hakkını kullanabilir. Şayet, proje değişikliği yasal zorluklardan kaynaklanıyorsa sözleşme bedelinden kesinti yapılarak, kalan bedel üzerinden tüketiciye iade gerçekleştirilir.

Yönetmeliğin 10.maddesi uyarınca tüketiciye eksik bilgi verilmesi halinde bazı yaptırımlar öngörülmüştür. Bu halde, tüketici cayma hakkını, cayma süresinin (14 günlük) bitiminden itibaren 1 yıl içinde kullanabilecektir. Yani, sözleşmenin imzalanmasından 1 gün önce tüketiciye ön bilgilendirme formunun yazılı veya kalıcı veri saklayıcı ile sunulmaması halinde, tüketici taraf, cayma hakkını kullanırken 14 günlük süre ile bağlı değildir. Yani, sözleşme geçersiz hale gelmese de, cayma hakkı süresi 14 günlük sürenin bitiminden itibaren 1 yıl uzamış olacaktır.

Cayma hakkı süresi, cayma formunda 14 günden az olacak şekilde belirlenemeyeceği gibi, bu 14 günlük cayma süresi tüketiciyi herhangi bir yaptırım ile bağlamaz. Aksi halde sözleşme hükmü geçersiz sayılacaktır. Yani, “tüketicinin cayması halinde…cezai şart ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklindeki sözleşme hükümlerinin tüketiciyi, hukuki bir bağlayıcılığı yoktur. Ayrıca, cayma süresi içerisinde tüketiciden herhangi bir ödeme talep edilemez. Cayma hakkının kullanılması ile sözleşme kendiliğinden sonra erecektir.


Devretatil ve Devre Mülk Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklar Hakkında Yargıtay Kararları


Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 14.02.2013 tarihli Kararı

"...O halde mahkemece, sözleşmeye konu devre tatil alanı için yapı kullanma izninin bulunup bulunmadığı, kullanıma hazır olup olmadığı, tesisin sözleşme şartlarını taşıyıp taşımadığı hususları gerektiğinde Belediye ve ilgili kurumlardan ayrıntılı şekilde sorulup araştırıp, davacının yapı kullanma izninin bulunmadığı tesiste tatil hakkını kullanma ve sözleşmeyi ayakta tutma zorunluluğunun bulunmadığı gözetilerek, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..."


Yargıtay 13.Hukuk Dairesi'nin 28.03.2019 tarihli Kararı

"...Davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir. Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır..."


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.2024 tarihli Kararı

"...İptali istenen sözleşmede sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca uygulanacak nitelikte aylık aidat ödenmesi gibi düzenlemeler mevcut olup bu hâliyle dava konusu talep ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde bir muarazanın giderilmesi niteliği de taşıdığından yalnızca sözleşme bedeli üzerinden değerlendirme yapılarak kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında olduğu sonucuna varılamaz..."


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.05.2024 tarihli Kararı

"...Ek olarak 7392 sayılı Kanun ile 6502 sayılı Kanun’un devre tatil sözleşmelerine ilişkin hükümlerinde önemli değişikler yapılmış ve 1 Nisan 2022 tarihi itibarıyla, bu tarihten sonra yapı ruhsatı alan taşınmazlar için; ön ödemeli (inşaatı devam eden) devre tatil satışı yapılması ve Kat Mülkiyeti Kanunu'na uygun olarak kurulan devre mülk hakkı veren sözleşmeler dışında, tüketicilerle tapu devrine dayalı devre tatil hakkı sunan sözleşme kurulması yasaklanmış, devre mülk sözleşmesi dışındaki devre tatil sözleşmelerinin (şahsi hak sağlayan sözleşmeler) en fazla on yıllık süre için kurulabileceği düzenleme altına alınmıştır..."


Esas - Karar numaraları ve daha fazla içtihat için meslektaşlarımız bize ulaşabilir.

Mabel Hukuk iyi çalışmalar diler.


 
 
bottom of page